21.yüzyılın yaşayan tek İmparatorluğunu tanıyalım: RUSYA
  1. Ana Sayfa
  2. Sosyal ve Siyasi Gerçekler

21.yüzyılın yaşayan tek İmparatorluğunu tanıyalım: RUSYA

1-Ünlü İngiliz devlet adamı Churchill, Rusya için gizemle sarılı bir muammanın içindeki bilmecedir der. Tutmayan hesapların, terbiye edilemez gücün, arkası kesilmez doğal kaynakların ülkesidir Rusya. Temelleri ilmi ve doktrin bazında sağlam atılmış olan en geniş dünya ülkesidir

atzel2-Churchill’e böyle söyleten, ülkenin potansiyelinin hesap edilemezliği ve sıkıştırılamazlığı idi. Sırf bu sebepten büyük ölçüde Rusya’yı açıklayan “Heartland” teorisine karşı “Rimland” teorisi ile bir dengeleme yapıldı. Anglosakson doktirini bununla rekabete tutundu. Beki bu ne?

3-İngiliz Siyasi Coğrafyacı Sir Halford Mackinder’e göre merkezi Asya’yı kapsayan güç, dünyanın “kalpgahına” yerleşmiştir ve tüm dünyayı kontrol eder. Heartland’ı çevreleyen Kenar kuşak “Rimland” ise ABD ve İngiliz dış politikasının gerekçesidir. Mevzu uzun ama işlerin özü budur.

4-Yeryüzünde sosyal bilimler öyle sanat için yapılan sanat gibi değildir. Belli başlı bilimler ülkelerin menfaatleri için birer silah gibi vurucu ve belirleyicidir. Bu doğrultuda Siyasi Coğrafyacılar Rusya olgusunu ve geleceğini uzun uzun değerlendirmiştir ama bedeli ağır olmuştur

5-Her zaman söylerim. Siyasi Coğrafya din olsaydı, peygamberi Ratzel olurdu. Mükemmel bir beyin, mükemmel bir vizyon ve devlet teorileri için doğru saptamalar. İster barış için kullan ister nazizm için. Maalesef dilimize pek az çevrilmiştir eserleri. Aslında golü oradan yiyoruz.

6- 1844’te doğan Ratzel 1904’te vefat etti. Rusya’nın modern bir güce dönüşümü ve gelişimini derslerinde iyice teorize edip öğrencilerine aktardı ve bunu Almanlar için “Lebensraum” teorisi ile sonrakilere miras bıraktı. Aslında Ratzel’i sadece Almanlar değil Avrupalılar çok tuttu

 

7-Avrupa siyasetinde Napolyon savaşlarında bariz şekilde ortaya çıkan ve 19.yy ortalarında Kırım harbinde gücünü gösteren “Rusya’nın durdurulması” fikri giderek gelişir ve sonunda Almanya’ya ihale edilir. Almanya’daki faşist NAZİ yönetimine büyük bir kumar oynatılır. İyi dinleyin

8-Dünyada Sermaye, karaların birbirine bakan kıyıları ve önemli limanlara yerleşmiştir. Buraları ana münakale yollarıdır. Savaşların planları buralarda yapılır. Bu kenar kuşak yani “Rimland” esasen Sermayenin tutunma sahasıdır. Amacı ise Heartland’i “Kalpgahı” ele geçirmektir.

 

9-Çıkışında tamamen “halk hareketi” olarak ortaya çıkan Sosyalizm, sermaye tarafından ezilmeliydi çünkü elinde tuttuğu ülke “Kalpgah sahaya” hakimdi. Bu sebepten Faşizme Avrupa’da belli bir süre müsaade edildi ve palazlanması izlendi. Avrupa’yı idare eden sermaye istediği içindi.

10-İnsanları yeniden bir güç halinde örgütlemek için “yeni bir hikaye” sunmanız gerekir. O hikayeye sarılmaları için de mağduriyet. Mağduriyetten yükselen güçler “adaleti getirip” özgüvenleri yerleşir ve büyürler. O hikaye yayılır ve faşizm yükselir. Bu kadar basittir tezgah.

11- 1.Dünya savaşı sonrasındaki Almanya’ya böyle bir mağduriyet yaşatılmıştı. Hiperenflasyon vardı ve el arabası dolusu para balyaları ile yarım ekmek alıyordunuz. Paraları sobada yakan, duvar kağıdı yapanların resimleri o dönemin klasiği idi. Yolsuzluklar ve onur kırıcı onca şey

 

12-Alman halkın fukaralığına çare olmaktan uzak bir yönetim ve güçlü bir Musevi sermaye, onlara ait bir basın ve yolsuzluk Nazi’lerin yükselme sebebi olacaktı. 1923’te 1$ tam ​4 trilyon 210.500.000.000 marktı. İşte Hitler bu dönemde hitabeti ile adım adım yukarı yüksel(til)ir.

13- Hitler’in yükselmesinde bazı “oldukça enteresan” gizli ilişkileri derinlere indikçe görüyorsunuz. Almanlara “çok çocuk yaptırmak”, “üretimi artırmak” ve adım adım Rusya karşısında bu büyük nüfusu örgütlemek için “SERMAYE” bir “kötü adam” belirledi ve sonuca dek nötr kaldı.

14- Lider belirliyorsun ona bir başarı hikayesi yazdırıyor ve sonra o ülkeyi yükseltip sana hizmet etmediği an ipini çekiyorsun. Mesela Mussolini, İtalya’da Roma yakınlarındaki başbelası bir saha olan Pontin bataklığını 37 bin Faşist gönüllü ile kurutmuş ve kendini ispat etmişti.

15- Antik çağlardan beri Sıtma sebebi olan bu tür bataklıkları kurutmakla ve tarıma kazandırmakla bir lokal başarı bir lider inşasına gidebiliyordu. 1932 senesinde yaşasaydınız Mussolini’yi İtalya’nın ümidi olarak görürdünüz.Dünya basınında onun koltuklarını böyle kabartıyorlardı

16- Sistem şöyle işliyor. Önce bir büyük toplumsal problem meydana getiriyorsun. Sonra o problemden muzdarip insanların tepkisini seslendirecek kişiyi seçiyorsun. Onunla görüşüyor ve onu destekliyorsun. Kişi belli bir başarı ile taraftarlarını konsolide ediyor ve sonrası sende..

17-Çözüm için birçok “milli” şahıs olsa da sermayenin birçok ülkede ahtapot kolları ile kontrol ettiği medya onları parlatmaz kendi istedikleri ve sıfırdan inşa edebilecekleri liderleri tercih ederler. Komunistlerde Çavuşesku ve Enver hoca, Faşistlerde Hitler ve Mussolini gibi.

18-Saddam’ın yüceltilmesi de bundan farklı değildir. Bu kimi zaman bir şehrin problemlerini çözen belediye başkanı (Ahmedinejad) olur kimi zaman da bir kifayetsiz muhteris (Enver Hoca ve Çavuşesku). Ama sonuç şudur. Sermaye kendini garantiye alır. Kötü adamsa hep başkaları olur.

19- Aslında takip edilebilir bir şeydir bu. İktidara çıkmadan önce sermaye ile görüşen liderler, kendisini binlerce yıllık sermayeden zeki sanır ve “güçlenince kendi milli ajandamı kurarım” der.Oysa sermaye hep kazanır. Çünkü güçlenince de güç sarhoşu edip oradan güdüyorlar seni

20- Avrupa’da sokaklarda resim satıp sossuz makarna yiyerek kıt kanaat geçinen Edi Rama’yı keşfeden bu sermaye, onu milyarder bir başbakana da dönüştürecekti. Masaya oturan kazanıyor ama masadan milli olarak kalkarsan işin yaş. Sana verilen destek beleşe değil. Vazifeni seçmişler

21- Mesela hiç düşündünüz mü? Arnavutluk başbakanı Rama, her isteğimizi (ihaleleri) hiç kırmazken FETÖ okullarını neden kapatmaz? Hatta en son gayet yüksek perdeden red cevabı da vermişti. Daha bu senenin başında verdiği red cevabını bazılarımız unutmuş olabilir ama hatırlatalım.

22- “Türkiye Cumhurbaşkanı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bize hiçbir borcu olmadığı gibi, bizim Türkiye cumhurbaşkanına ve Türkiye Cumhuriyeti’ne borcumuz yoktur, çünkü dostlar ve kardeş bir dostluk arasında borç olamaz.” Bu adama bunu söyleten düşünün neydi? Tabii ki sermaye idi.

23- İşte şimdi arada güncele dönelim peki bunları anlatıyoruz? Küresel sermayenin birinci düşmanı, yeryüzü karalarının önemli bir kısmını elinde tutan ve bu kaynakları da “bir silah olarak” kullanan Rusya’dır. Rusya’yı sevmem ama bilin ki ortadaki savaş, sermaye ve Rusya arasında

24-Yani Churchill haklıdır. Rusya, gizemle sarılı bir muammanın içindeki bilmecedir. Onu da ona bağlı ülkeleri kazanarak çözersin. Bu,çoğu yerde ters tepti. Rusya eğer terbiye edilirse Çin’e karşı kullanılır. Edilemezse de zayıflatılır. Fakir 1 günlük sermaye bin yıllık düşünür!

 

25- Size reform, açılım, özerklik, şeffaflık, izlenebilirlik, reform, katılımcı STK’lar, yerinden yönetim diyen kimselerin maksadı size şeffaf elbise giydirip ..ünüzü görmekten farksızdır. Ülkenin onca sorunu varken neden bir kişiye saplantılı bir dış destek var sadece düşünün.

26-Hatta bana katılabilir ya da katılmayabilirsiniz ancak “aşı karşıtlarının canına kast ettiğini” söyleyen bir kadın doktorun neden her hafta ezberlenmişçe “Kavala’ya Özgürlük” dediğini de düşünmenizi isterim. Tüm bunlar size bir vizyon vermelidir. Dönen şey hakimiyet savaşıdır.

27-Ancak muhafazakar beceriksizliği diye bir şey gerçekten vardır. Eloğlu Wikileaks’in kurucusu ve ABD diplomasisini ifşa eden Assange’ı içeri tıkmak için “kadına taciz”davası açarken bizimkiler gezi’den yola çıktı. Doğru olabilir ama Batı’ya bak da biraz içeri tıkma sanatı öğren

28-Kıvırcık işini “kitabına uygun” yaptığı için yasal suç görünürde yok. Direkt suç teşkil etmeyen şeylerden dolayı içeri tıktığın için de olay Batı basını tarafından “siyasi rehine” olarak Türkiye aleyhine lanse ediliyor. Oysa çok mu zordu bir aşüfte tutup taciz davası çıkarmak?

29-Eski Türkiye bunu yapıyordu. Müslüm’ü Fadime ile bas, Seccadesi uçurulan sözde şeyhi bir laik mahalleden “görevli” bir güzel bayanla nikahla. İpi çekilecek kişi uçkurdan bir güzel hizaya getiriliyordu. ama diyorum ya size “muhafazakar vizyonsuzluğu” bir realitedir hiç şaşmaz.

30-Farkındayım. Bu adam ne vakit Rusya’ya gelecek? Diyorsunuz. Rusya’ya böyle geliyoruz arkadaşlar. Rusya’nın Batı için önemini anlamadan ve yeryüzünde doldurduğu alanın Sermaye için jeopolitik ve eşsiz önemini bilmeden Rusya’nın coğrafyasını anlatmanın hiçbir esprisi yoktur.

"Hislerimi Yazıya Dökmeye Gerek Yok" diyenlere Emojiler...

Yorumlarınız Çok Değerli

Üzgünüm. Bu içerik Yorumlara Kapalı