42 yıllık hayatımda Aktif hiç bir siyasi hareketin içinde olmadım. Ülke siyasetine bakınca siyaset yapmayı “özniteliksizlik” olarak değerlendirdim. Tabi dönem dönem adalet için, özgürlük için, hak eşitliği için, yada propagandalara kanıp, gaza gelip veya Milli veya manevi duygularımla katıldığım eylem ve söylemler olmuştur. Ancak bu güne kadar aktif siyasete olan tek bağlantım Ülkemi sevmem ile sınırlıdır. Son dönem internet, sokak veya yüz ifadelerinde gördüğüm bir umut ışığı var. Ve ilk defa tarafsızlığımı umursamazlığımı bir kenara bırakıp bir şeyler yazmaya karar verdim!
İktidar ve durumunu eleştirerek başlayabiliriz söze. Ancak zaten medyanın her türünde bununla ilgili yüzlerce haber binlerce içerik görebilirsiniz. (vallahi Silvrinin soğuğundan değil!)
Benim buraya katabileceğim tek husus Hüdapar isimli Hizbullahçı partinin de Cumhur ittifakını desteklediğini açıklaması ki bu açıklamayı ben olsam teşekkür etmeden geri çevirirdim. 21. yüzyıl Türkiye Cumhuriyeti’nde fikir özgürlüğü ile siyasal yaşamına karışamasam da fikirlerine katılmam veya kabul etmem mümkün olmayan bu çağdışı zihniyetin temsilcisini ittifak göstermek Cumhur ittifakına yakışmadı doğrusu.
Altılı Masa ve Millet ittifakı ile ilgili ana başlıklar ise:
Masa dağıldı
Yeniden Toplandı
İmamoğlu umudumuz
Mansur Alevilerden oy alabilir mi?
Hdp bu oluşumun neresinde?
Herkese ne kadar bakanlık verilecek?
Seçim yardımı paylaşımı
Hapis tehdidi
Fetöcü, Kirli Siyasetçi, Kaypak, Kasetzede, satıcı, terörist, kelimelerinin ve unutMADIMAKlımda’nın gölgesinde nihai kararını Sn. Kılıçdaroğlu olarak açıkladı…
Gazeteci Cüneyt özdemir ise “Diyorlar ki; aramızdan birini seçeceğiz, siz de eşek gibi gelip bize oy vereceksiniz! Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bunlara oy verecek kadar aptal mısın?” sözleriyle bize şu soruyu hatırlattı:
Koyun musun? Eşşek mi? Hadi git karar ver!
42 yıllık hayatımda Aktif hiç bir siyasi hareketin içinde olmadım. Ülke siyasetine bakınca siyaset yapmayı “özniteliksizlik” olarak değerlendirdim. Tabi dönem dönem adalet için, özgürlük için, hak eşitliği için, yada propagandalara kanıp, gaza gelip veya Milli veya manevi duygularımla katıldığım eylem ve söylemler olmuştur. Ancak bu güne kadar aktif siyasete olan tek bağlantım Ülkemi sevmem ile sınırlıdır. Son dönem internet, sokak veya yüz ifadelerinde gördüğüm bir umut ışığı var. Ve ilk defa tarafsızlığımı umursamazlığımı bir kenara bırakıp birşeyler yazmaya karar verdim!
Bu seçimde ülkede birşeyler değişmeli mi? Yüzde Yüz katılıyorum.
Mevcut iktidar artık görevi devretmeli mi? Yüzde yüz katılıyorum
Altılı masa ülkeye umut olabilir mi? Kesinlikle katılmıyorum!
Altılı masa keşke altılı yerine 2li 3lü olsaydı… o zaman birşeylere inanabilirdim. Ya da halkın beklentilerine göre bir aday ve program belirleseydi. Baş tacı ederdim. Ancak gelinen noktada sırf “iktidar değişsin, Erdoğan gitsin” diyerek bu partiye oy vermeyi reddediyorum.
Yukarıda belirttim, Ülkenin son 30 yılının 4 kirli siyasi lideri ve partisi, ki bir tanesi Madımak olaylarının yılmaz(?) savunucusu! Diğer yandan adı fetö ile 20 yıl boyunca koyun koyuna anılmış bir lider, yanında kirli siyasetin cahil yobaz ve dinozor kafanın temsilcileri, sağın yeni umudu İyi parti ve Sol’un yıkılmasın, ayakta kalasıca lideri CHP.
Daha masa kurulmadan önce asla bir araya gelemeyecek bu 6 farklı görüş hangi sebeple birleşti? Ülke çıkarlarını korumak, 100. yılımızda Cumhuriyete ve onun değerlerine sahip çıkmak! Ne kadar güzel bir hedef değil mi?
Aslında değil. Daha ilk toplantıdan bunun ipucunu vermişlerdi, hatırlayın. İlk toplantıda alınan kararlardan benim en çok dikkatimi çeken ve yahu ne diyor bunlar dedirten: “Her partiye seçim yardımı, seçim barajı düşecek” söylemleriydi. Sonraki toplantılar zaten komedi programlarına baya malzeme çıkardı… Benim yazmama bile gerek yok!
Çok eleştirdim değil mi? Kesin ben iktidar yanlısı filanımdır…
Yıllardır her sabah ve akşam dinlediğim “Nihat Sırdar” beni bu satırları yazmaya itti. Kendisinin adil ve bitaraf yayınlarına, eleştirilerine katılmadığım bir tek yayını olmamıştı bu günlere kadar. Altılı masa adayı açıklandığı andan itibaren sadece “ortalığı karıştırmayayım” düşüncesi ile yaptığı “Kılıçdaroğlu iyidir” yayınlarına ve “Muharrem İnce’nin yaptıklarını ve A haberin onun parti kuruluşunu dahi yayınladığını unutmadık” söylemlerini kabul edemiyorum. Hadi be Nihat, yıllarca ne güzel eleştirdin CHP ve Kılıçdaroğlu’nu sen bu gün bu hassas noktada, sadece “Geççek” diyerek insanlarda kafa karışıklığı yapmayayım diyerek yayın yaparsan benim ve benim gibi düşünenlerin sözüne inanacağı kim kalır? ben neden sabah yayınlarını artık yarım bırakıyorum… Neden içimden gelmiyor…
Kendimden sizden ve Altılı masaya gönül verenlerden bir söz istiyorum: İlk turda Muharrem İnce, Kemal Kılıçdaroğlundan fazla oy alırsa, onu destekleyeceğinize söz verin. Çünkü tersi bir durumda Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini biliyorum onun kitlesinin…
Ancak bunu adil, adaletli, dürüst ve ahlaklı karakterlerinize uygun bir şekilde yapın!
Kelimelerim, dilim ve edebiyatım köşe yazarları kadar kaliteli olmayabilir. Sözlerim “nalına da, mıhına da” olarak algılanabilir. Umurumda değil! Yüreğimden geçenleri, dürüstçe ve adilce söyledim. Ama Sizden de aynısını bekliyorum. Yıllarca eleştirdiğiniz o 5 partiye bu gün sahip çıkıyor, seviyor gibi görünmek en kaba tabirimle “omurgasızlıktır” ülkem ve insanları %2 bile etmeyen 4 partinin ne ülke yönetiminde ne de o masa da olmasını istemiyor! Bunu sizde biliyorsunuz. Aday olarak aylardır görmek istediğimiz insanları hafif bir gaz alma operasyonuyla Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak ilan etmeniz sadece yüreklere “su serpti” ama ilaç olmadı.
Hiçbir gücü, parası, yandaşı, destekçisi olmayan! Sayın Muharrem İnce:
Son satırlarım size; Bilerek veya bilmeyerek arada kalmış, bıkmış, usanmış, değişim isteyen, güvenmek isteyen bir kitle var bu ülkede. Kimisine göre %5 kimine göre %10 sayıyı bilemem. Ancak sokak sizi seviyor. Kazanıp kazanmamanızdan ziyade, Demokrasiye olan katkınıza bile şimdiden minnettarım.
Kazanacağınıza inanmak istemek gibi haklı hayallerim var. Sizin benden daha iyi bildiğiniz o “Kemik” %25 sağ ve sol bu ülkenin yarısı, ne olursa olsun taraf değişmezler… ancak kalan %50 sizi seviyor…